ALPARSLAN LiSESi MEZUNLARI FORUMU
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ALPARSLAN LiSESi MEZUNLARI FORUMU

ALPaRSLaN LiSeSi MeZuNLaRı AiLeSİ
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 DAğıttın yüreğimi ; Toplamaya GELL !!!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ferhat
Administrator
Administrator
ferhat


Mesaj Sayısı : 424
Rap Puanı : 926
Kayıt tarihi : 16/05/09
Nerden : gece sonsuzlugunda

DAğıttın yüreğimi ; Toplamaya GELL !!! Empty
MesajKonu: DAğıttın yüreğimi ; Toplamaya GELL !!!   DAğıttın yüreğimi ; Toplamaya GELL !!! Icon_minitimeCuma Mayıs 22, 2009 2:53 pm

tutarsan ellerimden yine de düşerim sanmıştım, düşmelerle beşik kertmesi olduğum
için…bak işte, kaldım…uçurumun dibindeki ayaklarım yürüyor artık…

hangi
bahardan kalma bu direnmeler söylesene?... sen bu kadar inanırken sözlerime, ben
nasıl yolsuz bırakırım düşleri?... terini sildim kelimelerin, avuç içimde kınalı
gülümseyiş, kokla lütfen, gül kokuyor inadına tepinmelerim…

ne güzel
atıyoruz kahkahaları sohbetlerin içine…ne çok cümle birikmiş dudak kıyısında
akmayı bekleyen… ne çok ben olmuşum senin yanında…maskelerimizi emanet ederek
vestiyere, ne çok biz olmuşuz rakının ve hayatın içinde…ki aslında maske
kullanmadığımızı ve emanet ettiklerimizin sadece yüzümüzün kırılgan yani
olduğunu da, kelimelere sustukça fark ettik…

annesi hayır dedikçe,
inadına sokağa fırlayan yaramaz çocuklar gibi fırladık, kenarları kanaviçe
işlemeli paylaşımların ortasına… ne yasakları delmekti niyetimiz ne de yasak
olmak kuralların içinde…biz sadece konuşmayı, onca zaman susturulan kelimelerin
ipini çözerek onları özgür bırakmayı seçtik…hayatın içinde kırılan yüreğimin
ezgisini dinledin saatlerce…göz yaşlarıma tanıklık ederek sildin hoyrat
suskunluğumu… “yeter artık” diyerek gitmelere gönlünü kaptırmış gözlerime,
“kalmak gerek” diyerek bağırdın tüm içtenliğinle… haklıydın… gitmeler, kaçmak
sayılmayan bir zamanda olmalıydı… gitmeler, sadece yapayalnız zamanların içinde
tüketilmeliydi… gitmeler, arkada bırakmadan söylenecekleri, önüne alabileceğin
bir zamanda yoluna çıkmalıydı… görüyorsun, görmelisin hatta, kaldım
işte…

yazdıkça kendini çoğaltan ama bir yanı kavuşmalara hep eksik kalan
yüreğimi ateşledin durduk yerde… durduk yere yeniden al yazmalı umutlara sardım
süt düşlerimi… “bana inanan birilerine ihtiyacım var” dediğimde, sadece baktın
ve sustun…ne çok konuştun susarken…ne çok laf yaptı dudakların…ne çok anladım
inandığını…ş imdi yazmak, deniz kenarında yenilen bir akşam yemeği kadar
keyifli… şimdi yazmak, gitmek isteğini kıran bir gülümseyiş… şimdi yazmak,
koşarak atlamak mavi sulara, nefesin yetene kadar balıklarla bakışmak…


önce rakı, sonra su, ardından buz gelmeli
önce saygı, sonra sevgi,
ardından kavuşmak gibi…

çözdüm dilde tutulan şarkıların
bağını
tutulmamak için güzelliğine, kendimi tuttum
ege rüzgarı mıydı
bakışlarını sözlerime çarpan?
aldanırsak yanarız, aklımı tuttum
yana
yakıla söylenen şarkıların içinden geçerek yürüyoruz… parmak uçlarımızda barınan
sevgiyi korumaya çalışarak geçiyor zaman… hayatta kalmalı ve sesini yakın
tutmalısın… bilmiyorsan öğren, seni düşündükçe aydınlanıyor yüzüm… ama öncesinde
utanmalıyım, seni düşünmek belki de yasak bir yayını saklamak gibi bir
şey…

ağladığımı kimseye söyleme dersem, gözlerinin kimse olmadığını
anlayabilirsin... yüreğimdekileri tüm çıplaklığıyla dökerken masaya, sağlamasını
yaparken yaşanmışlıkların sitemli-sitemsiz kelimelerle, her şeyi üst üste yığıp,
masada ellerine yer bırakmadığım için üzgünüm… akabinde her şey temizlenirken
sırasıyla, belki de birkaç ince özlem kaldı başını eğmiş beklerken deniz
manzaralı sohbetin ortasında… en çocuk, en kırılgan, en kadın, en yaramaz, en
deli hallerime şahitlik yaparken, tutanaklarda geçmeyecek olan, gözlerimizde
barınan yaşamak sevgisinin sureti olmayan güzelliğiydi belki de….

nasıl
olursa olsun, gitmek arzunu içimde bir yerlerde saklı tutarak, sana söz verdiğim
inançlı yürüyüşe devam edeceğim… kalemim daha ne kadar yazar, kaç zaman daha
direnirim iki yüzlü sevgilere, kaçıncı kez devrilir yüzüm vedaların tekmesinde
ya da kaç nefeslik yaşam kaldı geriye bütün yaşananlardan sonra, bilmiyorum…
bildiğim, eğmeyerek başımı, her zamankinden daha fazla bir aşkla, kelimelerin
ellerinden tutup bir nehir gibi akmak adına, inadına yazacağım…peki ya sen?...
inadına olmasa da, inançla yanımda yürümeye devam eder misin?
önce gün, sonra
gece, ardından sabah gelmeli
önce sen, sonra ben, ardından “biz”
gibi

serdim dilde uzanan sözlerin kilimini
uzanmamak için yüreğine,
kendimi tuttum
marmara denizi miydi dalgalarını göğsüme çarpan?
ıslanırsak
biteriz, heyecanımı tuttum
daha ne denir ki, kaç cümle daha yazarsam dillenir
usumdaki aydınlık yüzün… şimdi sussam, yine de duyar mısın bağıra çağıra
haykıran yalnızlığımı?... nerede olursan ol ama bil ki, verilmiş sözlerimin
gölgesinde yürüyeceğim ardıma bakmadan ama ardımda bırakarak yüzsüz
bekleyişleri…

son bir sözle değil de, son bir direnişle hislenip sokulsam
yanına ve desem ki, dağıttın yüreğimi…şikayet etmeden, aramadan verilebilecek
bir cevap, bütün sevimliliğinle çıkıp da karşıma, dağıttığın yüreğimi toplamaya
gelir misin?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
DAğıttın yüreğimi ; Toplamaya GELL !!!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ALPARSLAN LiSESi MEZUNLARI FORUMU :: ŞiiR :: Aşk Şiirleri-
Buraya geçin: